Kayıtlar

Mayıs, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Medet İstemek Şirk midir?

Yalnızca Allah’a Seslenip Dua Edilir  Allah’a dua etmek, ondan yardım dileğinde bulunmak ve ona sığınmak en muazzam, en önemli ibadet çeşididir. Dua iki çeşittir. 1-Namaz, oruç vb. ibadetler lisân-ı halle yapılan dualardır. 2-Dilekte bulunmak, yalvarmak, yakarmak sûretiyle ihtiyaçların Allah’tan istenmesi de lisân-ı kavil ile yapılan dualardır. “ Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir. ” (Mü’min, 40/60)  Allah Sübhânehu ve Teâlâ bu âyet-i kerîmesinde kendisine dua edilmesini emrederek duanın bir ibadet olduğunu bildirmektedir. Büyüklük taslayarak böyle bir ibadetten uzak duranlara ise azap vaadinde bulunmaktadır. “ Dinde ihlâslı ve samimi kişiler olarak O’na dua edin!... ” (Mü’min, 40/65)  Bu âyette ifâde edilen dua, her iki türü de kapsamaktadır. Duada ihlâslı olunması emriyle yalnızca Allah Sübhânehu ve Teâlâ’ya dua edilmesi, dolayısıyla başkasına değil sadece o

Şirk Nedir ? Çok Önemli Bir Yazı

Resim
Şirk Nedir?   Şirk üzere ölen kimsenin bütün amelleri boşa çıkar; karşılıksız kalır. Şirk koşmuş olan kimse, ölmeden önce tevbe etmezse, Allah tarafından ebediyen bağışlanmaz. Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:   “Allah, kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını (günahları), dilediği kimse için bağışlar.” (Nisâ, 4/48) “Biliniz ki kim Allah’a ortak koşarsa, muhakkak Allah ona cenneti haram kılar; artık onun varacağı yer ateştir ve zalimler için yardımcılar yoktur.” (Mâide, 5/72) “Şüphesiz sana da senden öncekilere de şöyle vahyolunmuştur ki: Andolsun eğer Allah’a şirk koşarsan, muhakkak bütün amelin boşa gider ve hüsrana uğrayanlardan olursun.” (Zümer, 39/65)   Allah’a şirk koşmak: Bütünüyle yalnız O’na ait olan hususlarda bir başkasını Allah ile birlikte ortak tutmaktır. Yaratılmışların sahip olması sözkonusu olmayıp, bütünüyle bir tek kendisine ait olan hususlar üçtür: Rablık (Rubûbiyet), İlahlık (Ulûhiyet), İsim ve Sıfatlar. 1) Rablı

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Kabrinde Diri mi ?

Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ’in Kabrinde Diri Olduğu İle İlgili Hadis Etrafında Bir Şüphe ve Cevabı Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ’in kabrinde de diri olduğunu ve bu konuda icmâ bulunduğunu ileri sürmeleri de bir diğer şüphedir. Bu görüşlerini ve iddia ettikleri icmâı, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ’den istekte ve istiğâsede bulunmanın cevâzına delil olarak göstermektedirler. Rasûlullah’ın kabrinde de canlı olduğuna delil olarak şunları zikretmektedirler: 1) Ahmed ve Ebû Dâvûd, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ’in şöyle buyurduğunu rivâyet ederler: “Kim bana selâm verirse, muhakkak Allah ruhumu bana geri verir ki, onun selâmına karşılık verebileyim.” [i] Kabirperestler bu rivâyetin Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ’in kabrinde de diri olduğuna delil teşkil ettiğini söylerler. 2)  Allah-u Teâlâ’nın âyet-i kerîmede “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanmayın. Bilâkis onlar diridirler; Allah’ın, lütuf ve kereminden kendileri

Kabir ve Türbelerde Yapılan Aşırılıklar

Resim
Kabir ve Türbelerde Yapılan Aşırılıklar İslam Şerîati, tevhidin safiyetine ve yüceliğine bir zarar gelmemesi içinAllah’a ortak koşmaya neden olan tüm yolları kapamıştır. Bunlardan biri de kabirler, kabirlerde yatanlar ve bu konuda gösterilen aşırılıklarla ilgilidir. Yeryüzünde ortaya çıkmış olan ilk şirk türü, Nûh aleyhi’s-selâm ’ın kavmi içinde zuhur etmiş olup sâlih kimseler ve kabirleri ile alakalıdır. [1] İslam Şerîati’nin bu tür çirkinliklerin önüne geçilmesi bakımından aldığı tedbirlere dâir deliller olarak şunları zikredebiliriz: 1)       Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem kabirlerin mescid haline getirilmesini yasaklamıştır. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ölümüne yol açan hastalığı sırasında şöyle buyurmuştur: “Allah’ın laneti peygamberlerinin kabirlerini birer mescid edinen Yahudi ve Hıristiyanların üzerlerine olsun!”  Âişe (58/677) radiyallâhu anhâ şöyle demiştir: “Eğer mescid edinilme endişesi olmasaydı, (Rasûlullah’ın) kabri açıkta bırak

Duada "filan hakkı için" Demek

Resim
Ebu Hanife (rahmetullahi aleyh) 'ye Göre Dua Ederken "Peygamberin hakkı için" Gibi İfadeler Kullanmak Ebû Hanîfe (150/767) ve Ebû Yûsûf’tan (182/798) sâbit olduğu üzere şöyle demektedirler: “Nebîlerinin ve rasûllerinin hakkı için  (senden istiyorum ey rabbim!), gibi sözler söylenilemez. (1) Çünkü yaratılmışın yaratan üzerinde hiçbir hakkı yoktur.” Hanefî mezhebine dâir hemen hemen bütün kaynaklarda bu görüş zikredilmektedir. (2) 1 Kaynaklarda “… şeklinde söz söylemesini hiç hoş görmüyorum (kerîh görüyorum).” şeklindedir. Buradaki kerâhet İbn ‘Âbidîn’in de özellikle belirttiği gibi kerâheti tahrîmiyye yâni harama yakın kerâhettir. Reddü’l-Muhtâr ‘ale’d-Dürri’l-Muhtâr (9/567-568, terc. 15/469). Ayrıca âlimlerin belirttiklerine göre, Ebû Hanîfe ve arkadaşlarının “hoş görmüyorum, kerîh görüyorum” şeklindeki ifâdeleri; İmâm Muhammed’e (189/805) göre haram, İmâm Ebû Hanîfe ve İmâm Ebû Yûsûf’a göre de harama yakındır, ancak gâliben tahrîmdir. Bk. el-Mevsılî

Vefatından Sonra Rasûlullâh sallallahu aleyhi ve sellem'e Seslenip Ondan Birşey İstenir mi? Bir Şüphe ve Cevabı.

Resim
Âma Hadisi Etrafında … Vefatından sonra Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ile tevessülde bulunmanın, hatta ona seslenip dua etmenin ve istiğâsede bulunmanın câiz olduğunu ileri sürmektedirler. Tirmizî, Nesâî ve diğer kaynaklar tarafından Osmân b. Huneyf el-Ensârî radiyallâhu anh ’ten sahih olarak rivâyet edilen şu hadisi delil olarak göstermektedirler. Hadiste râvi şöyle anlatmaktadır:  “Âmâ bir adam Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ’e gelerek ‘Bana sıhhat ve âfiyet vermesi için Allah’a dua et!’ dedi. Rasûlullah, “İstersen senin için dua ederim. Ama dilersen sabredersin. Bu senin için daha hayırlıdır.” buyurunca, ‘Dua et!’ dedi. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem de ona güzelce abdest almasını ve şu şekilde dua etmesini emretti: “Allahım, senden istiyorum ve rahmet peygamberi olan peygamberin Muhammed ile Sana yöneliyorum. Ben şu ihtiyacımı gidermesi için seninle Rabbime yöneldim. Allahım, onu benim için şefaatçi kıl!” [1]  Şüphe sahipleri, bu hadis