Duada "filan hakkı için" Demek
Ebu Hanife (rahmetullahi aleyh) 'ye Göre Dua Ederken "Peygamberin hakkı için" Gibi İfadeler Kullanmak
Ebû Hanîfe (150/767) ve Ebû Yûsûf’tan (182/798) sâbit olduğu üzere şöyle demektedirler: “Nebîlerinin ve rasûllerinin hakkı için (senden istiyorum ey rabbim!), gibi sözler söylenilemez.(1) Çünkü yaratılmışın yaratan üzerinde hiçbir hakkı yoktur.” Hanefî mezhebine dâir hemen hemen bütün kaynaklarda bu görüş zikredilmektedir.(2)
Ebû Hanîfe (150/767) ve Ebû Yûsûf’tan (182/798) sâbit olduğu üzere şöyle demektedirler: “Nebîlerinin ve rasûllerinin hakkı için (senden istiyorum ey rabbim!), gibi sözler söylenilemez.(1) Çünkü yaratılmışın yaratan üzerinde hiçbir hakkı yoktur.” Hanefî mezhebine dâir hemen hemen bütün kaynaklarda bu görüş zikredilmektedir.(2)
1 Kaynaklarda “… şeklinde söz söylemesini hiç hoş görmüyorum (kerîh
görüyorum).” şeklindedir. Buradaki kerâhet İbn ‘Âbidîn’in de özellikle
belirttiği gibi kerâheti tahrîmiyye yâni harama yakın kerâhettir. Reddü’l-Muhtâr ‘ale’d-Dürri’l-Muhtâr (9/567-568, terc. 15/469).
Ayrıca âlimlerin belirttiklerine göre, Ebû Hanîfe ve arkadaşlarının
“hoş görmüyorum, kerîh görüyorum” şeklindeki ifâdeleri; İmâm Muhammed’e
(189/805) göre haram, İmâm Ebû Hanîfe ve İmâm Ebû Yûsûf’a göre de harama
yakındır, ancak gâliben tahrîmdir. Bk. el-Mevsılî “el-İhtiyâr li Ta’lili’l-Muhtâr” (4/153, terc. 4/119-120); İbrâhîm Halebî “Mülteka’l-Ebhûr” (4/62, terc. 4/62). Ay. bk.İbnu’l-Kayyim “İğâsetü’l-Lehfân” (1/335); Birgivî “Ziyâretü’l-Kubûr” (s. 48, terc. s. 66); Şükrî Âlûsî “Gâyetü’l-Emânî fi’r-Reddi ‘ale’n-Nebhânî” (2/399).
2 Kâsânî “Bedâi‘u’s-Sanâi’ fî Tertîbi’ş-Şerâi’” (5/126); Merğînânî “el-Hidâye Şerhu Bidâyeti’l-Mübtedî” (4/96, terc. 4/160); el-Mevsılî “el-İhtiyâr li Ta’lili’l-Muhtâr” (4/164, terc. 4/147); Fahruddîn Zeyla‘î“Tebyînu’l-Hakâik Şerhu Kenzi’d-Dekâik” (7/70); ‘Aynî “el-Binâye Şerhu’l-Hidâye” (12-248-249); İbrâhîm Halebî “Mülteka’l-Ebhûr” (4/117, terc. 4/117); İbn Nüceym “el-Bahru’r-Râik Şerhu Kenzi’d-Dekâik” (Tûrî’nin Tekmiletü’l-Bahri’r-Râik’iile birlikte) (8/235); İbnu’l-Hümâm “Şerhu Fethi’l-Kadîr” (Kadızâde’nin Tekmiletü Şerhi Fethi’l-Kadîr li’bni’l-Hümâm diğer adıyla Netâicu’l-Efkâr fî Keşfi’r-Rumûzi ve’l-Esrâr’ıile birlikte) (10/77); İbn ‘Âbidîn “Reddü’l-Muhtâr ‘ale’d-Dürri’l-Muhtâr” (9/569, terc. 15/464); Âlemgîr “el-Fetâva’l-Hindiyye” (5/318, terc. 11/551). Bk. İbn Ebi’l-‘İzz “Şerhu’l-‘Akîdeti’t-Tahâviyye” (s. 237, terc. s. 176-177); Birgivî “Ziyâretü’l-Kubûr” (s. 47-48, terc. s. 66); Nu’mân Âlûsî “Cilâu’l-‘Ayneyn fî Muhâkemeti’l-Ahmedeyn” (s. 452, 470, 482); Şükrî Âlûsî “Gâyetü’l-Emânî fi’r-Reddi ‘ale’n-Nebhânî” (2/399); Molla ‘Aliyyu’l-Kârî “Şerhu’l-Fıkhı’l-Ekber” (s. 132, terc. s. 257). Ay. bk.İbn Teymiyye “Kâ‘idetün
Celîletün fi’t-Tevessüli ve’l-Vesîle” (s. 82-83, 297, No:254-257, 889);
“el-İstiğâse fi’r-Reddi ‘ale’l-Bekrî” (s. 242); el-Elbânî “et-Tevessül” (s. 51-52).