Davud Aleyhisselam'ın Fitnesinin (Sınanmasının) Mahiyeti Nedir?

Davud Aleyhisselam'ın Fitnesinin (Sınanmasının) Mahiyeti Nedir?


Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

"Sana şu hasımların haberi geldi mi hani onlar duvarı tırmanarak namaz kıldığı yere inmişlerdi. Hani onlar Davud'un yanına girmişlerdi de o bunlardan korkmuştu. Onlar: 'Korkma iki davacıyız birimiz diğerine haksızlık etmiştir. Aramızda hak ile hükmet. Zulmetme ve bizi doğru yola ilet' dediler. (Biri dedi ki): 'Bu benim kardeşimdir. Onun doksandokuz koyunu vardır. Benim ise bir koyunum var. O koyunu bana ver dedi ve söz söylemede de beni yendi.' Dedi ki: 'Andolsun ki o senin bir koyununu koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiş. Muhakkak katan (ortak)ların çoğu şüphesiz birbirlerine haksızlık ederler. İman edip salih amel işleyenler müstesnâ. Böyleleri ise ne de azdır!' -Bunun üzerine Davud bizim kendisini imtihan ettiğimizi sandığından hemen Rabbinden mağfiret istedi, rukû ederek yere kapanıp (Allah'a) döndü. Biz de ona bunu mağfiret ettik. Şüphesiz onun nezdimizde bir yakınlığı ve güzel bir dönüş yeri vardır. Ey Davud! Biz seni gerçekten yeryüzünde bir halife kıldık. O halde insanlar arasında hak ile hükmet. Sakın hevaya uyma! O takdirde seni Allah'ın yolundan saptırır. Muhakkak Allah'ın yolundan sapanlara hesap gününü unuttuklarından, onlar için çok çetin bir azap vardır." (Sâd, 38/21-26)

Müfessirler bu âyet-i kerime hakkında farklı görüşlere sahiptirler:

1- Taberî der ki: Bu Davud Aleyhisselam'ın ibadet ettiği yere duvarı aşarak gelen davacının, verdiği bir misaldir. Şöyle ki denildiğine göre Davud'un doksandokuz tane hanımı varmış. Öldürülünceye kadar gazaya gönderdiği adamın ise tek bir hanımı varmış. Nakledildiğine göre bu kişi öldürülünce Davud onun hanımını nikâhlamış. Daha sonra iki davacı hakkında hüküm verince kendisinin sınanmış olduğunu anladı, günahının bağışlanmasını diledi. Allah için secdeye kapandı, Rabbinin rızasına yöneldi ve günahından tevbe etti.[142]

Daha sonra Taberî onun kıssasını uzunca senedi ile birlikte zikretmektedir. Bu kıssada anlatılanların bir bölümü şu anda elde bulunan Tevrat'ta anlatılanlara benzemektedir.[143]

2- Suyuti, el-İklil'de şunları söylemektedir: Kadın hakkında anlatılan ve Davud'un o kadını beğendiği, kocasını da öldürülünceye kadar savaşlara gönderdiği şeklindeki kıssayı İbn Ebi Hatim, Enes'in rivayet ettiği merfu bir hadis olarak kaydetmektedir. Hadisin isnadında İbn Lehia vardır. İbn Lehia'nın durumu bilinen bir kimsedir. O Ebu Yezid er-Rukaşi'den nakletmiştir. Bu da zayıf bir ravidir. Ayrıca bu kıssayı İbn Abbas'ın mevkuf (İbn Abbas'ın sözü olarak) da rivayet etmiştir.

Derim ki Taberî'nin ve diğer müfessirlerin nakli ve akli delillerin zayıflığına rağmen bu görüşü nakletmeleri hayret edilecek bir husustur.

3- İbn Hazm, el-Fisal adlı eserinde şunları söylemektedir: Yüce Allah'ın Davud Aleyhisselam hakkında anlattıkları doğru ve sahihtir, fakat yahudilerin ürettikleri birtakım hurafelere yapışan yalancı ve alay edicilerin söylediklerinin hiçbirisi delil değildir. Bu davacılar şüphesiz Adem oğullarından idiler. Bunlar gerçekten aralarında birtakım dişi koyunlar hakkında davalaşmışlardı. Bunların birisi diğerine -ayetin de belirttiği üzere- haksızlık etmişti. Bunların kadınların durumunu üstü kapalı işaret eden melekler olduklarını söyleyen kimseler yüce Allah'a iftira etmiş olurlar. Onun söylemediğini ona söyletmiş oluyorlar, Kur’ân'da olmayan bir şeyi ilave etmiş olurlar.

Allah'a yemin ederim. Bizden herbir kimse kendisini ve halini korumaya çalışan komşusunu, komşusunun karısına aşık olmaktan, sonra da kocasını hanımıyla evlensin diye ölüme maruz bırakmaktan kendisini korur.

4- el-Bikâî tefsirinde şöyle demektedir: Bu ve benzeri kıssalar yahudilerin yalanlarındandır. Onlardan İslâma girmiş birisinin bana bildirdiğine göre onlar Davud Aleyhisselam hakkında bunu kasten söylerler. Çünkü İsa Aleyhisselam onun zürriyetinden gelmiştir. Böylelikle ona dil uzatmak için bir fırsat yakalamış olurlar.

Daha sonra şunları söylemektedir: Yüce Allah'ın: "Biz de ona bunu mağfiret ettik" buyruğu davacılardan birisinin sözünü dinlemeden ona zulüm isnad etme mahiyetini ifade eden sözler söylemesini bağışladık demektir. Bu dava Davud Aleyhisselam'a hüküm vermek konusunda verilmiş bir eğitimdir. Bunun Peygamber Salallahu aleyhi vesellem'e zikredilmesi de sürekli olarak ve bütün işlerinde itinalı ve dikkatli hareket etmek için bir eğitimdir. Yüce Allah'ın bu kıssayı sözkonusu etmesi Davud Aleyhisselam'ın makamı hakkında nisbeten olumsuz bazı vehimler uyandırabilme ihtimalini önlemek için: "Şüphesiz onun nezdimizde bir yakınlığı ve güzel bir dönüş yeri vardır" diye buyurmaktadır. O halde kıssanın sözkonusu edilmesinin tek sebebi kemal mertebelerinde daha çok ilerlemeyi sağlamak içindir. Sözünü ettiğim hususun ilk delili de böyle bir sınamanın hüküm vermek hususunda bir eğitimi ihtiva etmesidir. Bunun bir kadınla veya başkasıyla bir ilgisi yoktur. Kadın ile ilgili sözkonusu edilen kıssa meşhur olsa bile batıldır. Çünkü nice meşhur zikredilmiş batıl var ki, bizatihi uydurmanın kendisidir.[144]

[142] Bk. Taberî, XXIII, 143.

[143] Bk. el-Kasımi, XIV, 156.

[144] Bk. Tefsiru'l-Kasımî, XIV, 159

KUR’ÂN’I NASIL ANLAYALIM - Muhammed Cemil Ziynû (Alıntı)

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Hakikat Kitabevi" Pislik Yayıyor

Dua ve Zikirler Hısnul Müslim

İMÂM MÜSLİM (204-261) Biyografi